LinkedIn Kullanarak Daha Geniş Kitlelere Nasıl Erişilir?

LinkedIn Kullanarak Daha Geniş Kitlelere Nasıl Erişilir?

LinkedIn Kullanarak Daha Geniş Kitlelere Nasıl Erişilir?

LinkedIn üzerinden daha geniş kitlelere erişme gibi bir niyetiniz varsa, algoritmanın mantığını anlamanız gerekiyor. Aslında LinkedIn’in kullandığı algoritmayla ilgili size söylemek istemediği bazı sırları var. Şimdi bu sırları açığa çıkarma zamanı…

LinkedIn’in en “kaliteli” sosyal platformlarından biri olduğu hepimizin malumu. Çünkü LinkedIn, diğer popüler mecralardan farklı olarak tek bir hedef kitleye odaklanmış durumda: Beyaz yakalılar. Ekonomik anlamda alım gücü daha yüksek olan, belirli bir eğitim seviyesine sahip olan, markalarla etkileşimi güçlü beyaz yakalılara erişebilmek bugün pek çok markanın arzu ettiği şey. LinkedIn de bu erişimi sağlayabilmek için en isabetli platform.

LinkedIn’in belki de en önemli özelliği, kullanıcıların ekonomik göstergelerini kanıtlama zorunluluğu üzerine kurulu olmasıdır. Yani eğitim seviyesi, iş durumu, yaşadığı yer gibi bilgiler bu platformda genellikle kanıtlanmıştır. En azından sosyal onay üretmek için bu göstergelerin doğru olması gerekiyor. Bu yüzden çalışmadığımız iş yerini veya okumadığımız üniversiteyi burada pek belirtmeyiz. Belirmemeliyiz de zaten.

Marka özelinde sayfa açma, içerikler ile etkileşim yaratma, iş ilanları paylaşma gibi özellikleri sayesinde özellikle B2B pazarlamanın kalbi olan LinkedIn, marka dışında diğer kullanıcıların da profesyonel bağlar kurabilmelerini sağlıyor. Ancak Türkiye’de nedense pek çok şirketin bu mecrada görünür olma gibi bir derdi yok. Bugün LinkedIn’i sadece iş ilanı paylaşma sitesi olarak bilen şirketler bile var.

Kısa da olsa LinkedIn’i bir süredir kullanan her kullanıcı, daha fazla bağlantının daha fazla içerik erişimi sağlayacağını bilir. Eğer marka iletişimi için buradaysanız ve daha geniş kitlelere seslenmek istiyorsanız, LinkedIn algoritması önünüze bir taş koyuyor. Diyor ki, reklam vermek zorundasın.


LinkedIn Algoritmasını Anlamak

LinkedIn algoritmasının temelinde içerik dağıtımı aşamaları yatıyor. Bu aşamaları kavradığınızda içeriğinizin daha fazla kişiye erişebilmesini, daha kısa sürede yayılabilmesini sağlayabiliyorsunuz.

Birinci aşama, içeriği paylaştığınız ilk anda gerçekleşiyor. İçeriğiniz daha ilk anda beğeni ve paylaşım gibi ihtimaller üzerine kurulu olan bir filtreden geçiyor. İçeriğin kaderini belirleyen editörler karar almadan önce kalite puanlaması yapıyor. Önce içeriğiniz bağlantılı olduğunuz küçük bir kitleye sunuluyor. Eğer bu aşamada olumlu dönüşler alırsanız, editörler içeriği daha büyük kitlelere gösterme konusunda adım atıyorlar. İşte, algoritmanın temeli bu.

Şimdi biraz daha detaylı inceleyelim…

  • İçeriğiniz önce metin, video, görsel, link gibi sınıflandırmalara tabii tutuluyor.
  • Sınıflandırmaya bağlı olarak, içeriğiniz bağlantılı olunan örnek kullanıcılara dağıtılıyor.
  • İlk erişimden elde edilen sonuçla birlikte kalite puanı veriliyor.
  • Editör analizinden sonra da içeriğinizin bağlantılarınızın dışına dağıtılıp dağıtılmayacağının kararı veriliyor.

Bu algoritmayı kavradıktan sonra içerik üretiminize dilediğiniz gibi yön verebilir, daha geniş kitlelere seslenebilirsiniz. Ama her şeyden önce hedef kitlenizin kim olduğunu bilmeli, farklı düşünmeli ve etkileşim yaratan içerikler oluşturmalısınız.